Hekimhan yöresinde söylenen ağıtlar yöre halkının sanatcı ruhunun dışa vuran belgeleri gibidir.
Anadolu’nun birçok yerinden olduğu gibi Hekimhan ve yöresinde de hala canlılığını korumaktadır.
Hekimhan yöresinde ölüm anında ya da dini vecibeleri hazırlıkları sırasında ağıt yakmaya başlarlar. Ölü gömüldükten sonra da yakınları olan kadınlar tarafından ağıt söyleme geleneği devam ettirilir. ( Bazı aşıklar da yörede ağıt söylemektedir. )

Hekimhan yöresinde söylenen Ağıtlardan örnekler :

Yıkılaydı Malatya’ nın yolları,
Kırılaydı Hikmet Bey’ in kolları,
Hastalıktan sararmış da elleri,
Benim ağam muratsızdır neyleyim.
Yazıhan’ a yardım makinam kaldı,
Makinamın yüzüne sepkenler yağdı,
Anamınan beni içine aldı,
Benim ağam muratsızdır neyleyim.
Kırata vurdum da gümüş belleme,
Aman doktor sol böğrüme elleme
Mümkünü yok ise zahmet eyleme,
Benim ağam muratsızdır neyleyim.
Anam gitsin yaylasını yaylasın,
Küleğinin sütü kaymak bağlasın
Anamın oğlu var beni neylesin,
Benim ağam muratsızdır neyleyim
Hekimhan’la Malatya’nın arası,
Yok mu arkadaşlar derdin çaresi,
Çaresiz dertlere düştüm böylesi,
Benim ağam muratsızdır neyleyim.
Ali’yi saldım ki doktor getire,
Şarap içti ben gelmedim hatıra,
Babam yok ki bedelimi yatıra,
Anam yok ki başucumda otura,
Benim ağam muratsızdır neyleyim.Derleyen : Cumali DEVECİ         Kaynak Kişi : Mehmet Soyer

Kaynakça : Hekimhan Folkloru ve Hekimhanlı Halk Şairleri

kalktım baktım yol düzüne
doyamadım yar yüzüne
çocukların sebep oldu
inanmadın dost sözüne
aman kardaş nazlı kardaş
yaralarım azdı kardaş
ben söyleyip yazdım kardaş
dağ başına çadır kurdum
esen yelden hile duydum
kardaşım gurbette ölmüş
haberini yeni duydum
felek sana dert yanarım
gurbette kardaş ararım
uzun sözün kısası bu
bu dünyada çok yanarım
baş kardaştık üçü kaldı
felek pençesini çaldı
ben feleğe ne diyeyim
nazlı kardaşımı aldı
dağ başında kara taş
anam mı çağırdı kardaş
gel gel dedim, sen gelmedin
hasret kaldım sana kardaş

şenlenmez bu dünya, harabat imiş
derdi bir değil ki, beş on kat imiş
hakka teslim oldu, emanet imiş
heveslendik bize mal olur diye
firkat geldi yaşın yaşın ağladım
bu dert ile ciğerimi dağladım
mendil ile ellerini bağladım
yollar çiçeğini, çil olur diye
akıl da kalmadı mihnetten, serde
can mı dayanır ki böylesi derde
yeni yayla tuttum, kondurdum yurda
karışır komşuya, el olur diye

kahpe felek bakmaz oldu yüzüme
yaslıyım komşular bakman sözüme
ağladıkça mendil tuttum gözüme
akar gözüm yaşı, sel olur diye

dertliler de türlü ateşe yanarlar
başa gelmeyince kolay sanarlar
ağlama pervane seni kınarlar
yitirir aklını deli olur diye
Hekimhanlı Pervane