Salı, 09 Eylül 2008 21:54 Kayısının Tarihçesi Türkistan, Orta Asya ve Bati Çin’i içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatani olduğu sanılmaktadır. Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekteydi. Büyük İskender’in seferleri sırasında kayısı M.Ö. IV yy.da Anadolu’ya getirilmiş, Anadolu kayısının ikinci vatani olmuştur. M.Ö. I. yy’ da Roma ve Pers savaşları sırasında tüccarlar tarafından önce İtalya’ya sonra da Yunanistan’a götürülmüştür. İtalya ve Yunanistan’dan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13. yy’ da İspanya ve İngiltere, 17. yy’da da Fransa ve Amerika’ya da götürülmüştür. Bugün dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz ülkelerinde, Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarında yetiştirilmektedir. Dünya yas kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. İspanya, İtalya, Birleşik devletler topluluğu, Iran Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir. Bu ülkelerin yas kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Fas,Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, kayısının yetiştiği diğer ülkelerdir. Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15’ini ve Dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık %65-80 Malatya kayısısı oluşturmaktadır. Türkiye’de 6 kayısı bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgeler; Bu bölgeler içerisinde Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir Malatya ekolojik ve toprak özellikleri nedeni ile kayısı yetiştiriciliğine son derece müsaittir. Kayısı üretiminde özellikle Darende, Hekimhan, Akçadağ ve Merkez ilçe ön planda gelmektedir. Malatya’da yetiştirilen kayısılar tat ve aroma açısından diğer bölgelerde yetiştirilen kayısılara göre üstün kalite özelliği göstermektedir Fidan Üretimi Kayısıda anaç olarak kullanılan zerdali çekirdeğinden (acı çekirdek) elde edilen kayısı çöğürleri kullanılmaktadır. Vejatatif yolla üretimi yapılan kayısı çekirdeklerinin özellikleri kaybolmadan çoğaltılmakta ve uzun yıllar muhafaza edilmektedir. Malatya’da ismine doğru çeşidin özelliklerini gösteren sertifikalı fidan yetiştiren kuruluşlar Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ve Tarım İl Müdürlüğüdür. Malatya’da üretilen fidanların % 70’ini kamu kuruluşları, % 30’unu da özel sektörler üretmektedir. Üretilen fidanların % 8’ini Hacıhaliloğlu, geri kalan kısmı ise Kaba Aşı, Soğancı, Hasanbey ve diğer çeşitlerden oluşmaktadır. Malatya’da En Çok Yetiştirilen Bazı Kayısı Çeşitleri ve Özellikleri : Malatya’da üretilen kayısı çeşitlerinin başında %90’la Hacıhaliloğlu gelir. Son yıllarda Kaba Aşı, Soğancı çeşitlerinin de yaygınlaştığı görülmektedir. Ayrıca Hasanbey, Çöloğlu, Çataloğlu, Şekerpare, Yeğen, Hacıkız, Paşamişmişi ve Turfanda diğer önemli Malatya kayısılarındandır. Bu çeşitlerden Hacıhaliloğlu, Kabaaşi, Soğancı ve Çataloğlu kurutmalığa elverişli, diğerleri ise sofralık çeşitlerdir. Kurutmalık çeşitleri diğerlerinden ayran en önemli özellik, kuru madde oranlarının % 24-30 arasında olusudur. Diğerlerinde bu oran genellikle % 18-20’dir. Kayısı çekirdeği kabuk ve içten meydana gelmiştir. Meyve ağırlığının % 12’sini oluşturur. Çekirdek içi bileşim olarak Glikozit, Amigdalin, Nişasta, Yağ ve benzeri maddelerden meydana gelmiştir. Acı çekirdek ilaç ve kozmetik sanayinde; tatlı çekirdek ise gıda sanayinde kullanılmaktadır. Çekirdek içi (tohum) alındıktan sonra, geriye kalan kabuk yakacak olarak kullanılmaktadır. Kayısının Besin Değeri ve İnsan Sağlığına Yararları : İhtiva ettiği organik ve inorganik maddeler vasıtasıyla insan sağlığına olumlu etkilere sahiptir. Kayısı yüksek miktarda seker, nişasta, protein, pektin, pektoz selüloz, organik maddeler, vitaminler, asitler,organik ve inorganik maddeler içermektedir. Kayısı minerallerden potasyum ve vitaminlerden B karoten yönünden çok zengindir. Vitamin A, vücudu ve organları saran epitel doku ve gözün sağlığı, kemiklerin ve dişlerin gelişimi ile sağlığı, endokrin bezlerinin çalışması için gereklidir. 200-250 gram kayısı diyeti yeteri kadar yağ içeriyorsa günlük A vitamini tüketiminin 1/3’ünü karsılar. Ayrıca kayısının sodyumca fakir, potasyumca zengin olusu bazı özel diyetlerin düzenlenmesinde yardımcı olabilir. Sodyum ve potasyum, vücut sıvılarının kozmatik basıncı ve asit baz dengesi için gereklidir. Vücutta sodyum birikimi ödemlere yol açar. Potasyum yetersizliğinde ise glikojen yetersizliği görülür. Kayısı Sodyumun kısıtlanmış diyetlerde, mesela konjestif kalp yetmezliğinde, böbrek hastalıklarında, asit toplanması gereken hepatit sirozda ve uzun süre kartikosteroit tedavisi gören kişilerde kolaylıkla kullanılabilir. Kayısıdan Elde Edilen Ürünler : Sofralık kuru kayısı Dondurulmuş kayısı Kayısı konservesi, pulpu ve nektarı Kayısı meşrubatları, kayısı pulp konsantresi Kayısı jöle, reçel, marmelat ve kreması Yeşil kayısı tursusu ve kayısı pestili Toz ve kuru kayısı (çir, gün kurusu ve patik) Kıyılmış ve doğranmış kuru kayısı ürünleri Ekstruzyon kayısı mamulati ve kayısı şekerlemeleri Kayısı ekstrakti ve esansı Kayısı pasta, kek, dondurma ve gofret türü mamulati Kayısının Faydaları : Beynin düzenli çalışmasını sağlar, stres azaltır. Karaciğerin tahrip olan kısminin tamirini yapar. Kemiklerin çok daha düzgün ve sağlam olmasında önemli rol oynar. Kan yapımını artırarak,kansızlığa engel olur. Mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin meydana gelmesine engel olur, meydana gelmiş ülserlerin iyileşmesinde rol oynar. Böbreklerde tas teşekkülünü azaltır. Üreme sistemi üzerinde önemli rolü bulunup, cinsel gücü artırmaktadır. Kansere karsı koruyucu bir etkiye sahiptir. Dişlerin daha sağlam ve kuvvetli olmasında önemli rol oynar. Kalp kaslarını kuvvetlendirir ve daha düzenli çalışmasını sağlar. Klinik ölümündeki reanimasyon çalışmalarında kalbin cevap vermesinde etkili olur. Kayısının potasyumca zengin,sodyumca fakir ve A vitaminin öz maddesi karotence zengin olması insan beslenmesinde çok önemli boyutlar kazandırmaktadır. Kayısı Hasadı, Kurutulması ve Pazarlaması : Hasat : Hasat zamanı, kayısının cinsine ve rakım yüksekliğine göre, olgunlaşması, renginin sararması, yumuşaması ve sulanıp tatlanmasına göre tespit edilir. Kayısı ağaçlarında en uygun hasat elle toplama seklinde olup, meyvelerin zarar görmemesini ve yeterli olgunlukta toplanmasını sağlar. Diğer hasat türleri silkeleyerek ve çırparak hasattır. Kurutma : Kayısı, ‘’Gün Kurusu’’ ve ‘’Kükürtleme’’ olmak üzere halen iki metotla kurutulmaktadır. Kuruma süresini kısaltmak, tabii rengi korumak, böceklenmeyi önlemek ve muhafaza süresini artırmak amacıyla yapılan kükürtleyerek kurutma, toplam üretimin % 80’inden daha fazlasını, geriye kalan bölümü ise güneşte kurutma oluşturmaktadır. Doğrudan toprağa, betona ve bez sergilere serilerek tabii olarak kurutulan ürünler, toplam üretimin yaklaşık % 10’u dur. Gün kurusunda, kalite düşüklüğü hasat sırasında aldığı kir ve yaralar ile kurutmanın toprak üzerinde sergisiz yapılmasından dolayı daha da artmaktadır. Kuruyan kayısılarda kısa zaman sonra kurtçuklar oluşmaktadır. Buna rağmen lezzet açısından çok yüksektir. Kükürtlemede en önemli sorun kükürt ve nem oranın ayarlanmasıdır. İdeal nem oranı %0.2’dir. Ancak Malatya kayısısının seker oranın yüksek olması nedeniyle nem oranı Avrupa standartlarına indirmek oldukça zordur. Renginin açılmadan 3-4 yıl ve daha uzun süre saklayabilmek amacıyla kükürt oranı yüksek tutulmaktadır. Bu da kayısının tat ve kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kükürt oranı ölçmek için ticaret borsası özel bir laboratuar kurmuştur. Kükürtlemede daha iyi bir sonuç almak için kullanılan kükürdün kalitesi yüksek olmalıdır. Kayısının kalitesini,dolayısıyla ihracatını artırmak için kayısı üretimini en son teknolojik gelişmelere göre yapılmasını sağlayacak ve bilimsel araştırmaları sürdürebilecek bir, Kayısı gıda Entegre Tesisleri’nin kurulması kaçınılmaz olmuştur. Pazarlama : İlimiz ekolojik ve toprak özellikleri dolayısıyla kayısı yetiştiriciliği için en uygun yerdir. Malatya nüfusunun % 60’inin geçim kaynağını oluşturan kayısının % 95’i ihraç edilmekte olup, bu ülkelerin başında ABD ile Avrupa basta gelmektedir. Dünyada üretilen kuru kayısının % 65-80’ini Malatya kayısısı teşkil eder. Malatya’da 50.000 ailenin geçim kaynağıdır. Yaklaşık olarak 250.000 nüfus demek olup bu da tüm nüfusun takriben % 33’ü demektir. 1999 yılında yapılan kayısı ihracatından elde edilen ekonomik katkı 128.000.000 $ (USD) 2000yilinda ise 111.000.000 $ (USD) dır. Malatya Kayısısı ve İnsan Sağlığı Açısından Önemi Kayısı kelimesi sözlüklerde; 1-Gülgillerden bir ağaç (prunus armeniaca, şeceri-i mışmış). 2- Bu ağacın açık turuncu renkte,eti sulu, güzel kokulu,tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi (mışmış, apricot, abricot) olarak açıklanmaktadır. Malatya’da yetiştirilen başlıca kayısı çeşitleri ise;Çöloğlu, Hacıhaliloğlu, Hacıkız, Hasanbey, Soğancı, Kabaaşı, Çataloğlu, Tokaloğlu, Alyanak ve Şekerpare’dir. Malatya’da kayısı yetiştiriciliği yoğunluk sırasına göre Merkez ilçe,Yeşilyurt, Hekimhan,Kale,Darende,Akçadağ,Doğanşehir,Yazıhan,Battalgazi,Arguvan ilçe ve köylerinde yapılmaktadır.Kayısı yaş olarak tüketilip pazarlandığı gibi,güneşte kurutularak ve çoğunlukla da kükürtleme (islim) yöntemi uygulanarak kurutulmakta,iç ve dış piyasada pazarlanarak tüketilmektedir.Kayısı Malatyalı için önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Kayısının reçeli,tatlısı,kavurması,pestili, lokumu ve hoşafı yapılır.Kayısının insan sağlığı açısından da önemi çok büyüktür. Kayısıda en fazla bulunan maddeler (100 gr. kayısının içinde bulunan maddelerin adı ve miktarı); Günlük ihtiyaç: Enerji 64 kilokalori 2000-2600 Protein 0,8 gr. Yağ 0,6 gr. Kalsiyum (Ca) 30 mg. Demir (Fe) 1,1 mg. Total 4-5 gr. 10-15 mg/gün Sodyum (Na) 1 mg. Fosfor (P) 23 mg. Vitaminler (Normal insanda ihtiyaç 5000 İ.Ü.); Vitamin A: 2000 İ.Ü. (250 mikrogram) Vitamin B1: 0,04 mg. Vitamin B2: 0,04 mg. Vitamin C: 10 mg. 100 gr. kayısıda 64 kilokalori olduğuna göre 1 kg. kayısıda 640 kilokalori vardır.Protein bakımından ise 100 gr. kayısıda 0,8 gr. olduğuna göre, 1 kg. kayısı 8 gr. protein ihtiva eder.Normal bir insanın günlük protein ihtiyacı ise 15-20 gr. arasındadır.Yine kayısı kalsiyum, demir, sodyum, potasyum ve fosforun yanı sıra A, B1, B2 ve C vitaminlerini de ihtiva eder. Kayısının vücut sistemleri üzerindeki etkileri : 1- Beynin daha düzgün çalışmasını sağlar, stresi azaltır. 2- Karaciğerin tahrip olan kısımlarının tamiri için kayısı tavsiye edilir. 3- Kemikleri geliştirir. 4- Dişlerin sağlamlığını ve kuvvetliliğini artırır. 5- Kan yapımını artırarak kansızlığa engel olur. 6- Mide ve on iki parmak ülserine iyi gelir. 7- Böbreklerdeki taş teşekkülünü engeller. 8- Üreme sistemi üzerinde olumlu etkiye sahiptir. 9- Ümmün sistemi kuvvetlendirici ve kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. 10- Kalbi kuvvetlendirir ve muntazaman çalışmasını sağlar.