Asıl adı Hüseyin olup Hekimhan’a bağlı Güvenç köyünde 1 Mart 1771 (Rum 1187)’de dünyaya gelmiştir. Babasının ad Kurada Ali’dir. Genç yaş da şohreti oldukça yayılan aşık okur yazarlığı olmayan ümmi bir kimsedir. şiirlerinde Sadık mahlasını kullanmış, halk arasında da Sadık Baba ismi ile sevilip sayılmıştır. Çocukluk ve gençlik yıllarının önemli bir bölümü Sivas’in Karaöz köyü ile Hekimhan’ın Basak (Başak) köyünde geçmiştir. İlham geldikçe söylediği şiirleri yakın arkadaşı Molla Bek-taş tarafından tutulan bir cönket yazıya geçirilmiştir. 35 Yaşından sonra kendi köyü olan Güvence dönen aşık köyünde evlenmiş ve çoluk çocuğa kavuşmuştur. Halen köyde torunları bulunmaktadır. Hayatının sonuna kadar çiftçilikle geçinmiş ve 8 mart 1837de Güvenç köyünde vefat etmiştir. Bu gün kendi köyü ve çevre köylülerce mezarı ziyaret yen olarak kabul edilmektedir. Tarikat meclislerinde kendini yetiştiren ender insanlardan olan Sadik Baba Bektaşi edebiyatında sivrilmiş yedi şairden biri sayılır. Kumralımsı, sarı saçlı, uzunca bıyıklı, sarı sakallı, orta boylu, sessiz, sakin, parlak gözlü bir kimse olup Vahdet-i Vücut prensibini benimsemiştir. Din ve tarikat ulularını sevmiş, onları şiirlerinde övmüştür. Şiirlerinin çoğu dini, tasavvufi ve öğretici türdendir. GÖNÜLE ÖĞÜT Gönül selamını kamile söyle Alıcı olmayınca açma dükkanı. Ariflik manasın sor sual eyle Müşterisiz yerde olma lisanı Cahil ikrar eder ahtinde durmaz Burda ağlamayan 0 demde gülmez Yalan ile iman bir yerde olmaz Neden maruf yalancının imanı Cümle alem gezer arar Hak deyi Arif ifşa eder kula bak deyi Nehi münkir inkar eder, yok deyi Men ademde gördüm Hakk’ın ihsani Yerde değil, gökte değil ya kande Acep Hak mihman mi ola bu tende? Velakat kerremna bani ademde Kimse bilmez kimde mihman cananı. Almayana değil sözü’m alana Gerçekler yuf dedi kalbi yalana Canım kurban olsun halden bilene SADIK’a bildirdi küllü noksanı. NAZENİN DİLBER Nazenin dilberin cevri çok olur Er gerek ki cefasını götüre Bu vücuttur gâhı sayrı sağ olur Cehdeyleyip menziline yetire Ab ile danemiz bari Hüdadan Şefaat umarız hem Mustafa’dan Bu günkü gün geçmiyenler kabadan Yarın anda yer bulamaz otura Aldı yine firgat ile gam beni Bu didemden akan kanlı nem beni Yıkıp helak etti bu vanan beni Candan evvel meğer aklım yitire. Arşa direk etti bu dağ hanımı Şeyda bülbül gibi dinle ünümü İlahi tutsaktan kurtar canımı Hayır kutlu saatimi getire Türlü nebatattan yer adem oğlu Döner inkâr eder kör adem oğlu Cebrail irehber sor adem oğlu Dört kitap içinde zekat fitire Davut zekâtını bakma sonuna Bir kâr kazanı gör ahret evine Ecel yeli değer ömrün bağına Bak feleğin elindeki satıra Bu feleğin bize böyle fendi var Her nereye varsan mevcut kendi var SADIK der ki: Ta ezelin andı var Kimin derip, ekip kimin bitire